Alzheimer hastalığı, hafızayı, düşünceyi ve davranışı ilerleyici olarak bozan nörodejeneratif bir durumdur. Bilişsel işlevde günlük yaşama müdahale edecek kadar ciddi bir düşüşü tanımlamak için kullanılan bir terim olan bunama, çoğunlukla bundan kaynaklanır. Beta-amiloid plaklar ve nörofibriler yumaklar, beyinde Alzheimer hastalığının göstergesi olan anormal protein birikimleridir. Beyin dokusunun kaybı ve belirli beyin bölgelerinin büzülmesi, beyin hücrelerine zarar veren ve onları öldüren bu birikintilerden kaynaklanır.
Beynin hafıza ve öğrenme için gerekli bir parçası olan hipokampus, beynin Alzheimer hastalığından etkilenen ilk bölgelerinden biridir. Algı, hareket ve karar verme gibi çeşitli işlemlerden sorumlu serebral korteks de dahil olmak üzere beynin diğer bölgelerindeki hasar, hastalık kötüleştikçe yayılır.
Beyin hücreleri yok edildiğinde beyin bağlantıları da ortadan kalkar. Sonuç olarak, beyin hücreleri arasında sinyal ileten kimyasallar olan nörotransmiterler azalır. Alzheimer hastalığının hafıza kaybı, dil zorlukları, oryantasyon bozukluğu, ruh hali değişimleri ve davranış değişiklikleri gibi semptomları bu nörotransmitter dengesizliğinden kaynaklanır.
Beynin Küçülmesi ve Günlük İşlev Kaybı
Hastalık kötüleştikçe ve küçülme daha belirgin hale geldikçe beyin nihayetinde normal boyutunun yaklaşık %60’ına kadar küçülür. Bu özellikle planlama ve karar vermeyi kontrol eden prefrontal korteks, uzamsal farkındalığı kontrol eden yan loblar, dil ve hafızayı kontrol eden şakak lobları gibi alanlar için geçerlidir.
İlerleyici bir hastalık olarak, Alzheimer hastalığı tipik olarak zamanla kötüleşir. Sonunda, yemek yemek ve duş almak gibi günlük görevleri yerine getirmek için başkalarına tamamen güvenmekle sonuçlanır. Beyin küçülmeye devam ettikçe, nihayetinde ölüme neden olan nefes alma ve kalp atışı gibi yaşamı sürdüren süreçlerin kaybına neden olabilir.
Alzheimer ilerleyici bir hastalık olduğu için belirtileri ve semptomları genellikle zamanla kötüleşir. Bununla birlikte, gelişme hızı kişiden kişiye büyük farklılıklar gösterebilir. Hafıza kaybı, hastalığın erken evrelerinde hafif olabilir ve fark edilmeyebilir. Bununla birlikte, durum kötüleştikçe, hafıza kaybı daha belirgin hale gelir ve dil güçlükleri, oryantasyon bozukluğu, ruh hali dalgalanmaları ve davranış değişiklikleri gibi diğer belirtiler de ortaya çıkabilir.
Tedaviyi Anlamak ve İyileştirmek
Alzheimer hastalığının çeşitli alt türleri de vardır; bunlardan biri, hastalığın 65 yaşından genç insanları etkileyen daha nadir bir varyasyonu olan erken başlangıçlı Alzheimer hastalığıdır. Geç başlangıçlı Alzheimer hastalığının aksine, erken başlangıçlı Alzheimer hastalığına daha çok genetik yatkınlık neden olur.
Demansın başka bir alt tipi Lewy Body demansı olarak anılır ve beyinde Lewy cisimcikleri adı verilen anormal protein birikimleriyle karakterize edilir. Bu birikintiler sinir hücrelerine zarar verir ve diğer semptomların yanı sıra halüsinasyonlara, Parkinson benzeri hareket bozukluklarına ve bilişsel işlevde değişikliklere neden olabilir.
Alzheimer hastalığı teşhisi zor olabilir ve tipik olarak tıbbi öykü, fizik muayene, nörolojik muayene ve düşünme ve hafızayı değerlendiren çeşitli testlerin bir kombinasyonu kullanılarak yapılır. Alzheimer hastalığına bağlı beyin bölgelerinin küçülmesi, MRI veya PET taraması gibi beyin görüntüleme teknikleri kullanılarak görülebilir, ancak bu testler kesin bir teşhis sağlamaz.
Ek olarak, Alzheimer hastalığının bilinen bir tedavisi yoktur ancak semptomları azaltmaya ve hastalığın ilerlemesini durdurmaya yardımcı olabilecek bir dizi ilaç vardır. Bu ilaçlar hafızaya, düşünmeye ve günlük işlevselliğe yardımcı olabilir, ancak herkes için veya çok uzun süre etkili olmayabilirler.
Hala tam olarak anlaşılamayan Alzheimer hastalığının karmaşıklığına dikkat edilmelidir. Bilim adamları hastalığın gelişiminde hem genetik hem de çevresel faktörlerin rol oynayabileceğini keşfettiklerinden, hastalıktan etkilenenlerin yaşamlarını iyileştirmek için araştırmalar sürekli olarak yeni tedaviler geliştirmeye ve altta yatan nedenleri anlamaya odaklanmaktadır.
Kaynakça:
Parasuraman, R., & Haxby, J. V. (1993). Attention and brain function in Alzheimer’s disease: a review. Neuropsychology, 7(3), 242.
1963 Yılında İstanbul’un Beykoz ilçesinde hayata merhaba diyen Uzm. Dr. Süreyya ATAUS, eğitimini 1980-1986 yıllarında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde tamamlamıştır. Nöroloji uzmanlık eğitimini ise Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji A.B.D’da 1999 yılında tamamlamıştır. Nöroloji doktoru Uzm. Dr. Süreyya ATAUS Kadıköy, Bağdat caddesinde hasta kabulüne devam etmektedir.