Alzheimer hastalığı, düşünme, davranış ve hafızayı bozan ilerleyici bir beyin hastalığıdır. Beyinde amiloid plakları ve nörofibriler yumaklar olarak adlandırılan anormal protein yapılarının birikmesi, onu yaşlı erişkinlerde en yaygın bunama nedeni yapar. Araştırmalar, genetik, çevresel ve yaşam tarzı faktörlerinin bir kombinasyonunun Alzheimer hastalığına katkıda bulunabileceğini gösteriyor, ancak durumun kesin nedenleri henüz tam olarak anlaşılmadı.
Güçlü kanıtlar, genetiğin Alzheimer hastalığının başlangıcında yer alma olasılığına işaret ediyor. Çalışmalara göre, belirli genetik varyasyonlar, bozukluğu geliştirme riskinin daha yüksek olmasıyla bağlantılıdır. 19. kromozomda yer alan apolipoprotein E (APOE) gen varyantı, Alzheimer hastalığı için en iyi bilinen genetik risk faktörüdür. APOE geninin üç aleli veya formu mevcuttur: APOE2, APOE3 ve APOE4. APOE’nin en yaygın aleli olan APOE3, yüksek Alzheimer riskiyle bağlantılı değilken, yüksek riskle bağlantılı APOE4 bağlantılıdır. Bir kişinin Alzheimer olma riski, APOE4 alelinin bir kopyası ile yaklaşık üç kat ve iki kopyası ile yaklaşık on iki kat artar. Ancak, Alzheimer’a yakalanan herkesin APOE4 aleline sahip olmadığını ve Alzheimer’a yakalanan herkesin de APOE4 aleline sahip olmadığını hatırlamak önemlidir.
Alzheimer hastalığının gelişme riskinin artmasıyla bağlantılı olan başka genetik faktörler de vardır. Tüm Alzheimer vakalarının yalnızca %1 ila %5’inin, amiloid öncü proteini (APP), presenilin 1 (PSEN1) ve presenilin 2’yi (PSEN2) kodlayan genlerdekiler gibi nadir görülen genetik mutasyonlardan kaynaklandığı düşünülmektedir. Alzheimer hastalığı riskindeki potansiyel rolleri açısından araştırılan diğer genler arasında clusterin (CLU), fosfatidilinositol bağlayıcı klatrin montaj proteini (PICALM), kompleman reseptörü 1 (CR1) ve sortilin ile ilişkili reseptör (SORL1) yer alır.
Genetik, Çevre ve Yaşam Tarzı Etkisi
Bazı çevresel ve yaşam tarzı faktörlerinin de Alzheimer hastalığının başlamasına katkıda bulunabileceğini unutmamak önemlidir. Toksik maruziyet, kafa yaralanmaları, enfeksiyonlar, yüksek tansiyon, diyabet ve sigara bu risk faktörlerinden bazılarıdır. Bazı çalışmalara göre, sağlıklı bir diyet, tutarlı egzersiz ve zihinsel uyarım da Alzheimer riskini azaltmaya yardımcı olabilir.
Bozukluğu geliştirme riskini artıran belirli genetik varyasyonların kalıtımı, Alzheimer hastalığının başlamasında rol oynadığı düşünülen başka bir genetik faktör türüdür. Çok faktörlü veya karmaşık kalıtım, bu tür bir genetik riski tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Çok faktörlü kalıtımla ilişkili genetik varyasyonların, hastalığın gelişme riski üzerinde erken başlangıçlı ailesel Alzheimer hastalığı ile ilişkili olanlardan daha küçük bir etkisi olma eğilimindedir. Ancak çok daha yaygın oldukları için, geç başlangıçlı Alzheimer hastalığı vakalarının büyük bir bölümünü oluşturdukları düşünülmektedir.
Genetik araştırmalardaki son gelişmelerin bir sonucu olarak, Alzheimer hastalığı için çok sayıda yeni genetik risk faktörü bulunmuştur ve bu da hastalık sürecinin karmaşıklığını vurgulamaktadır. Mevcut tahmine göre, genetik, bozukluğun genetik riskinin yüzde 40 ila 50’sinden sorumlu olabilir.
Alzheimer’ın genetik nedenleri de epigenetikten etkilenir. “Epigenetik” terimi, genlerin nasıl okunduğu ve çevrildiği üzerinde etkisi olan ancak DNA’nın dizisini değiştirmeyen DNA molekülündeki değişiklikleri tanımlar. Hücre bölünmesi bu değişiklikleri iletebilir. Araştırmalara göre, DNA metilasyonu gibi bazı epigenetik değişiklikler, daha yüksek Alzheimer hastalığı gelişimi riskiyle ilişkilendirilmiştir.
Her şey düşünüldüğünde, genetik Alzheimer hastalığının başlamasına katkıda bulunur, ancak bunun tek faktör olmadığını hatırlamak önemlidir. Bozukluk büyük olasılıkla genetik, çevresel ve yaşam tarzı faktörlerinin karmaşık bir etkileşiminin sonucudur. Hedefe yönelik tedavilerin ve müdahalelerin geliştirilmesine, genetik olarak Alzheimer hastalığı ve risk faktörlerini geliştirme riski yüksek olabilecek kişilerin belirlenmesi yardımcı olabilir.
Kaynakça:
Avramopoulos, D. (2009). Genetics of Alzheimer’s disease: recent advances. Genome medicine, 1(3), 1-7.
1963 Yılında İstanbul’un Beykoz ilçesinde hayata merhaba diyen Uzm. Dr. Süreyya ATAUS, eğitimini 1980-1986 yıllarında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde tamamlamıştır. Nöroloji uzmanlık eğitimini ise Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji A.B.D’da 1999 yılında tamamlamıştır. Nöroloji doktoru Uzm. Dr. Süreyya ATAUS Kadıköy, Bağdat caddesinde hasta kabulüne devam etmektedir.